Zeynep">

duyguların süreci ve etkili bir şekilde duyguları kontrol etmek

 duyguların süreci ve etkili bir şekilde duyguları kontrol etmek
 
   Deneyimlediğimiz en büyük zorluklardan biri belirli duyguların ağırlığı altında ezilmiş hissetmektir.     Neredeyse her zaman negatif duygular, anksiyete, öfke, korku, kıskançlık, üzüntü. Bu duyguları içimizde yoğun bir şekilde hissederken daha iyi olmak adına bir an önce onlardan kurtulmak isteriz. Esasında her duygunun kendine ait bir yaşam süresi ve amacı vardır bu sebepple onları olması gerekenden daha erken baskılamaya çalışmak çoğunlukla faydasızdır. Duygusal zekanın ruhu budur: anlık duygumuzu hissederken dengeyi ve oto kontrolü sürdürmeyi bilmek. Yaşam süremiz boyunca gün be gün çalışmamız gereken bir pratiktir. 
 
   Üzerinde çalışırken yanı sıra, hislerimizin ne olduğunu ve zihnimizde ne tür tezahürler bıraktığını bilmek oldukça önemlidir. Duygular, deneyimlediğimiz hisleri değiştiren  ruhsal durumlardır hem psikolojik hem de fizyolojik olarak. Doğal bir başlangıçları, yaşam süreleri ve sonları vardır. Ve eğer onların açığa çıkmasına onları beslemeden, düşüncelerimizle topyekün etkileşime geçmeden izin verirsek duygularımız, kendi kendilerine, iz bırakmadan yaşam sürelerini dolduracaklardır.
 
   Peki uygular normalde ne kadar sürer? ( teorik olarak )
Modern nerolojiye göre  bir duygunun insan beyninde ortalama süresi 90 saniyedir.
Şaşırdınız mı? "90 saniye? O halde eşime karşı hissettiğim sevgi veyahut son ilişkimden sonra hissettiğim acı, sadece 90 saniye mi sürüyor?" Hayır, bunlar daha uzun sürer çünkü bunlar duygu durumları değil, ruh halleridir ki duygular tarafından veya düşünce süreçlerimiz boyunca onları beslememizden meydana gelirler.
 
   İlk olarak, önemli bir kuşkudan kurtulalım: bir duygunun 90 saniye sürdüğünü bilmek onu bilinç sistemimize dahil etmede yararlı bir nokta değil. Zihnimizde "düşünceleri 90 saniyeliğine devre dışı bırakmak"  ve duygunun iz bırakmadan geçmesini beklemek gibi bir ihtimal yok. Duygu bizi yaşadığımız ve gözlemleyip düşüncelerimizi aktive etmekten kaçınamadığımzı bir deneyimdir. Buna binaen duyguların sebep olduğu uzun süerli etki kaçınılmazdır.
 
   Asıl yardımcı olan  duyguların gelişip evrimleştiğinin farkında olmaktır. Çünkü bu farkındalıkta olmak bizleri çaresiz kurban durumunda hissetmekten alıkoyar. Bu duygularımızı gözlemleme ve onları gözlemleyizi olarak deneyimleme konseptidir. Bedenimizi ve zihnimizi işgal etmelerini harici bir gözlemci olarak izleme şansını yaratırız. Bu yöntemle "Üzgünüm" , "Bunaldım", "Sinirliyim" , yerine "üzgün hissediyorum" , "Sinirli hissediyorum" diyebiliriz. Bu kararlı bir fark yaratır. Kendimizi verilen duyguyla tanımlamak yerine yalnızca o an hissettiğimiz şeyler olarak görüp bunu otomatik olarak dile getirmek, kendimizin o anki duygu durumlarından daha fazlası olduğumuzu fark etmemizi sağlar. Daha komplex olarak -o anki duyguya ek olarak-  düşünceler ve sezgilerlepek çok şey deneyimleyebiliriz ve her element bir yaşam formu olarak oluşturduğumuz mozaiğin parçası haline gelir. Bu noktadaki bir insan her duyguyu efektif bir şekilde deneyimleyebilir. 
 
   Bu noktada verilen nihai tavsiye: olumsuz bir duyguyu şiddetli bir şekilde hissettiğin vakit, ani ve kesin bir çözüm bulmak adına düşüncelerini aktifleştirmekte acele etme. Duygunun kendi halinde akışına izin ver ve sabırlı ol. Doğal bir şekilde senin duyguların harekete geçecektir. Ve onu beslemekte ısrarcı olmazsan, duygu; basitçe onu tıpkı hayatın işlediği gibi gözlemleyerek ve henüz gerçekleşmemiş durumlar veya her zaman meydana gelmeyecek geçici sonuçlar için aşırı endişelerden kaçınarak paralel bir şekilde seyrelebilir.
 
   Duyguları idare etmek, diğer şeylerin direkt olarak hayat kaliteni geliştirebileceğinden fazlasını sunan ve zamanla, her gün pratiklerini geliştirip kendini kıyaslamadan yarattığın bir kabiliyet.

Makalenin aslı: Carlo Affatigato, The Duration Of Emotions and How to Effectively Manage Them

İllüstrasyon:  humanitysdarkerside
  • Gösterim: 2993