Vidar">

kapitalizmin en büyük krizi: büyük buhran

büyükbuhrn

Birinci Dünya Savaşı’nın sonrasında oluşan temel dengesizliklerin aşılamaması ve gelişmiş ülkelerdeki yanlış iktisat politikaları nedeniyle tüm dünya ekonomisi 1929 yılından itibaren ciddi bir bunalıma sürüklendi.

 maxresdefault

Önce Wall Street borsasının çöküşü ve ardından ülkelerin para politikalarındaki hatalarıyla derinleşen bu bunalım, uluslararası bir koordinasyon sağlanamayınca süreklilik kazandı.

Avrupa’nın önemli ülkelerinden Almanya, 1. Dünya Savaşı sonrası kazanan ülkelerin talep ettiği tazminatların da etkisiyle derin bir iktisadı bunalım içerisindeydi. İngiltere ise 19. yüzyıldaki hegemonyacı gücünü büyük oranda kaybetmişti.

1. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkeleri paraya çok ihtiyaç duyuyordu ve bunun için karşılıksız para basımı yoluna başvurdular. Buda günlük hayatımızda haberlerden çokça duyduğumuz enflasyona neden oldu. Avrupa ülkelerinin paralarının karşılıksız kalması ve enflasyonun hızlanması ile yatırımcılar para ve altınlarını, altın karşılığı para basmayı sürdüren ABD’nin bankalarına yollamaya başladı ve New York Londra’nın ünvanını alarak dünyanın finans merkezi oldu. Bu dönemde dünyadaki tüm altın rezervinin yaklaşık olarak %40’ı ABD’de toplandı.

ABD’de biriken bu büyük servet, ekonomide büyük bir sıçramaya yol açtı. Borsada değerler astronomik düzeyde yükselmeye başladı. Çok sayıda varlıklı kişi ve kurum yatırımlarını bu alana yaptı. Hükümetler, altın girişini özendirmek için altın standardını sürdürdüler ve deflasyonist (fiyatların belirli zaman aralığında sürekli düşmesi) politikalar izlediler. Bu politikalar sonucunda fiyatların düşüşü nedeniyle ekonomik faaliyetler gerilemeye başladı.

Bu gerilemenin sonucunda 24 Ekim 1929 yılında ekonomi tarihine Kara Perşembe olarak geçen günde borsa tam anlamıyla çöktü. Gün içinde borsada 4 milyarın üstünde kayıp yaşandı ve 4.000 civarı banka battı. Bu çöküş kısa sürede dünyaya yayıldı ve uluslararası bir kriz oldu.

buyuk buhran d nemi

Büyük Buhran’ın aslında birçok nedeni var. Bunlar;

  • ABD’de üretimin az sayıda holdingin elinde toplanmış olması ciddi sorunlar yaratıyordu. Sadece birkaçının ekonomik çıkmaza girmesi büyük bir krize yol açabilirdi.
  • Bankalarla ilgili günümüzdeki gibi kapsamlı kurallar ve mekanizmalar yoktu. Kurumlar çoğu zaman ilkesizce hareket edebiliyordu.
  • Ekonomi politikasının sonucu olarak devlet müdahalesinin devre dışı bırakılmasıyla ekonomik bozulmaya karşı koyulamadı.

İşte 1929 yılında yaşanan bu büyük kriz, kapitalist sistemin karşılaştığı en büyük sorundu. Milyonlarca insan işini kaybetti, ülkelerin milli gelirleri geriledi, ekonomiler küçüldü, karşılıklı ticaret büyük darbe aldı. Pek çok ülke altın ve döviz rezervlerini korumak için ithalat kısıtlamalarına yöneldi ve paralarını devalüe etme yolunu seçtiler. Bazı ülkelerde yabancı ülkelerin para birimiyle işlem yapılması yasaklandı. Bütün bunların sonucu olarak ticaret hacmi büyük bir daralma yaşadı, işsizlik arttı ve yaşam standartları düştü.

5712 5

Dünya ekonomisi bu bunalımdan çıkışı John Maynard Keynes’in formüle ettiği ekonomi sistemi ile sağladı (Keynesyen Ekonomi Modeli). Bu ülkeler, ekonomilere devlet eliyle müdahale ederek bu krizden kurtulmayı başardı.

Her şey yoluna girdi denilirken 2. Dünya Savaşı patlak verdi ve sonrasında yine kaybeden ülkeler ekonomik ve politik anlamda sıkıntılar yaşasa da bu büyük bir krize dönüşmedi, ancak devamında Soğuk Savaş başladı. Tüm bunlardan dersini alan ülkeler, uluslararası işbirliğine gitmek gerekliliğini ve kurumsallaşmanın gerekliliğini savunarak günümüzdeki çoğu uluslararası örgütün temelini oluşturdu.

 

  • Gösterim: 2287