Zeynep">

otobüsteki fil

otobüsteki gil
Ben işsiz kalmam,dedi pek de güzel esvaplı, kravatı disiplin anlayışı kadar sıkı bir beyefendi. Beşi bilmem kaç geçe otobüsü, henüz ilk duraklar, kalabalık değildi.

   Ancak o boşluk lmuydu kendisinin yakasına yapışıp densizce boğazını sıkan, bilinmez "Ben yüksek lisans mezunuym, anne!" diye gürledi telefonun öbür ucundaki sese. Sıkıca tutmakta olduğu siyah evrak çantası bir can simidiydi ona. Kravatı biraz gevşese sanki vücudu bollaşan kısımdan su almaya başlayacak, boğulacaktı. - Veyahut çoktan boğulmaktaydı ve korktuğu şey nefes almaktı- Gözlüğünü düzeltti, göbeğinde birkaç katman oluşmuş yağ kitleleri her şeyi daha da zorlaştırıyor olmalıydı. Telefenonun ucundaki kimsenin söyledikleri beyefendiyi hiç tatmin etmiyor aksine fokur fokur kaynamasına sebep oluyordu kazanın. Ve bir kez daha "Anne!" dedi olanca sesini kullanarak. Az önce söylediklerini tekrarladı her kelimeyi birer birer vurgulayarak. Zaten az sayıdaki yolcuların hepsi dönüp ona diktiler gözlerini. Tam o durakta bir fil girdi içeri homurdanarak. Akbilini basıp oturdu boş bulduğu bir koltuğa. Hışımlı beyefendi sinirle bastırdı telefonun kapat tuşunu. Bunu işiten fil aniden görülecek bir miktarda genişledi. Beyefendi bir süre sonra kaçırdı gözlerini. Tekrar göz göze geldiler ve tekrar... Her göz kaçırışta büyüdü cüssesi filin. Garip olan filin genişlemesi değil de insanların hayret yoksunluğuydu sanki. Bu sefer henüz liseye yeni başlamış, köşede büzüşüp pür dikkat durakları takip eden - ineceği durağı kaçırmamalıydı- genç kıza ilişti filin gözleri. Çantası daha geçen gün annesiyle aldığı kırtasiye materyalleri ile doluydu. Oldukça ağırdı ama olsun, okumak kolay değildi. Babası hep böyle derdi. Gevşemiş at kuyruğunu çekiştirip gerginlikle fizik kursunu kaçırmamak için saatini kontrol etti. Fil tekrardan genişledi, gerilen derisi et parçalarıyla doldu, eklemleri uzamaya devam etti. Üniversite sınavına ikinci kez hazırlanan cılız bir genç, tam zamanlı iş ilanlarına bakmaktaydı. Arsızca genişlemeye devam ediyordu fil, dur duraksız,otobüsteki boşlukla besleniyordu adeta. Son durağa ulaştıklarında filin boyutu boyutu devasa bir seviyeye ulaşmıştı. Beyaz yakalı beyefendi obur filin et yığınlarını iterek kapıya ulaşmaya çalıştı. Afedersiniz, inmem gerekiyor! 

  • Gösterim: 2317