Ebrar">

gılgamış destanındaki tanrılar

gılgamışdestanındakitanrılar
  Gılgamış Destanı Mezopotamya topraklarındaki Uruk’un krallarından biri olan, destana da adını verin Gılgamış Kralının ölümsüzlüğü arayışının bir öyküsüdür. Bilinen en eski destan olan Gılgamış Destanı Akadca yazılmıştır. Bütün tabletler ortaya çıkmadığından  öykü bütünlüğünü sağlayamasa da yazılan dönemi anlayabilmemiz için bize ışık tutmuştur.


  Destan’dan öğrenilen Tanrılar Sümer Tanrılarıdır. Bundan öncesinde orada yaşayan halkın Tanrıları hakkında kesin bilgi elde edemiyoruz.

  Profesör Kramer Sümer Tanrılarını bir sıraya dizmiştir. Bu sıraya göre ilk var olan denizden doğan ‘’ An ‘’ dır.


An / Anu
   Sümerce ‘’Gökyüzü’’ demektir. Ancak An hemen tepemizdeki gökyüzü değil, bizi çevreleyen gökkube gibidir. Yaratılışta ilk hareketi sağlar An. Lider bir tanrıdır ve bütün tanrıların babası sayılır. Sümer mitolojisinde An gökyüzü ve ki’den ayrılarak bulunduğumuz evreni yaratmıştır. Anu çok betimlenmez ancak sembolü genelde boynuzlu başlık olarak nitelendirilir.

Enkidu
    Gılgamış’ı uşağı ve yol arkadaşıdır. İkisinin arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. Anu (An) başlangıçta hayvanlar arasında vahşi yaşayan medenileşmemiş bir insan olan Enkidu'yu yaratır.İlk kitapta Enkidu kötü yola düşer ve bir daha asla eskisi gibi olamamıştır.

Enlil
   Enlil en önemli Tanrılardan biridir. Bazı kaynaklara göre An’ın kardeşidir, Ki ve Hava ile birleşerek Hava Tanrısıı olmuştur. Bir şiire göre Enlil (ya da Ellil) o kadar ihtişamlıymış ki diğer tanrıçalar yanından bile geçemezmiş. Destanımızda onun, gerçek yetkiliymişcesine ölümlülerin alın yazısını kararlaştırdığını görüyoruz. Ama sonradan gelen bir tanrı, Babillilerin taptığı Marduk, onun saltanatına son verecektir. O doğduğunda evrende sadece gökyüzü ve hava varmış bu yüzden Enlil Ay Tanrısı olan Nanna/Sin ‘i yaratmıştır. Enlil Asur sanatında boynuzlu başlıkla simgelenirmiş.

Nanna / Sin
   Nanna-Suen hem güneş hem de ay erkek ilahları olarak da bilinir. Nanna bir tekne binip lacivert göklere ışık saçarmış. Adı ay takvimine göre bir aydaki gün sayısı olan 30 ile de yazılırdı. Nanna, Enlil ve Ninnil’in oğluydu. Nanna’nın karısı tanrıça Ningal ve çocukları da Güneş Tanrısı Utu ile Tanrıça İnana'dır. Nanna birçok şekilde tasvir edilmiştir. Bunlardan bazıları boğa, aslan ve ejderhadır. Bazen de yana yatmış hilal ile simgelenir.

Şamaş / Utu
   Güneş Tanrısıydı ve o günlerde her şeyi bildiğine inanılırdı.Onun yol gösterici, aydınlatıcı olduğu ve gözünden hiçbir şey kaçmadığı belirtilerek dualar ederlerdi. Hammurabi’ye yasalar sistemini veren Tanrı da odur. Kehanetli bilinir, geleceği gördüğü söylenirdi. 

İştar / İnana
   Bütün dönemlerde Mezopotamya’nın en önemli dişi ilahı olarak görülmüştür. Anu ile birlikte Uruk’taki büyük tapınakta tapılınırdı. Bunun bir nedeni de İştar’ın Urukla bağlantılı olması ve bazı kaynaklara göre Anu’nun kızı olmasıdır.  Sümerce’deki adı Gökyüzü’nün Efendisi anlamına gelirdi. İştar aynı zamanda Afrodit gibi bir Aşk Tanrısıdır ve ürkütücü bir güzelliğe sahiptir. Destan boyunca İştar daha çok korku veren yanlarıyla tasvir edilmiştir. Gılgamış’ın yüzüne ancak ilk çıktığı zaman gülmüştür.



 


Enki / Ea

Gılgamış Destanında bilinen asıl özelliklerinden çok ‘’derinliklerde yaşayan ulu bilgelik tanrısı ‘’ olarak adlandırılmıştır. Bazı kaynaklara göre Au’nun bazı kaynaklara göre Nammu’nun oğluydu. Enki, sanat eserlerinde uzun sakalı, pek çok boynuzu olan bir başlığı ve uzun, pileli cüppesiyle oturan bir tanrı olarak betimlenirdi. Simgesi ise keçi-balıktır.











Kaynakça:
Mezopotamya Mitolojisi Sözlüğü - Jeremy Black, Anthony Green
Gılgamış Destanı (Önsöz: N. K. Sandars)
Sümer Mitolojisi - Samuel Noah Kramer
The civilizing of Ea-Enkidu: An unusual tablet of the Babylonian Gilgamefi epic - Andrew George, SOAS, University of London

  • Gösterim: 3265